Erdemoğlu Holding başarı zincirinin son halkası ‘SASA’

ADANA (5 OCAK)- 5 Ocak TV’de ‘Ekonomiye Yön Verenler’ programına katılan Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Şeker, Sefa Saygıdeğer ’in moderatörlüğünde Gazeteciler Serden Çevik ve Murat Yonat’ın SASA ile ilgili sorularını yanıtladı. İşte sorular ve Erdemoğlu Holding Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Şeker’in yanıtları:

Erdemoğlu Holding Kimdir? Türkiye’de kaç yerde fabrikası vardır? Kaç kişiyi istihdam ediyor?

Erdemoğlu Holding, Gaziantep’te doğmuş bir şirkettir. Bizim ilk fabrikamız Merinos Halıdır. Gaziantep’te Merinos Halı, İstanbul Çerkezköy’de Dinarsu, Uşak’ta yine halı ve battaniye fabrikamız var. İzmir Torbalı'da fabrikamız var. Zonguldak Alaplı’da İplik tesisimiz var. Adana’da en son tesisimiz Polyester Elyaf tesisi, Rusya Rostov’da bir fabrikamız var, halı ve iplik üretiyoruz ve Köln ’de bir fabrikamız tesisimiz var. Yaklaşık 16 bin kişi istihdam ediyoruz. Bu 16 bin kişinin 4 bin 800 kişisi de Adana’da istihdam ediliyor. 2015 yılında Sabancı Grubu’ndan satın aldığımızda SASA’da 1.050 kişi çalışıyordu. Bugün bu rakamı 4.800’e çıkarttık. Yaklaşık 1 milyar dolarlık bir yatırım yaptık. Yeni yaptığımız PTA’da şu anda yaklaşık 1 milyar dolar civarında. 1.6 milyon ton yıllık PTA yani polyesterin ham maddesini üreteceğiz. Dolayısıyla ham maddede dışa bağımlılığımızı ortadan kaldıracağız. Zaten 1 milyon tonu SASA kendisi kullanacak. Bu üretimin yaklaşık 6 milyon tonunu da Türkiye’deki diğer firmalara vereceğiz. Petrokimya tesisi ile rafineriyle başlayıp devam edecek. Tesisimizde 2 buçuk milyon tonluk bir PTA düşünüyoruz. Bu defa Kuzey Afrika, Rusya ve Avrupa içine alan bölgelerin tamamına satabileceğiniz şekilde bir organizasyonun peşindeyiz.

Yatırımlara baktığımız zaman 2015 yılından bu yana firmanın kapasitesine ek olarak yatırımlarınız ne kadar arttı? Biz SASA'yı satın aldığımızda 27 bin ton yıllık üretim kapasitesi vardı. Bugün 1. 4 milyon tonluk bir üretim kapasitesine ulaştık. Yaklaşık üretim kapasitesini 4 katına çıkarttık. İstihdamı 5 katı arttırmış olduk. İhracatımız 110 -117 milyon dolardı. Bugün 428 milyon dolara çıkarttık. SASA'nın üretim kalitesini de çok ciddi bir boyuta getirdik. Bugün artık üretim kalitesi açısından SASA'nın rekabet edemeyeceği dünyada hiçbir ülke ve tesis yok. Bu da büyük bir başarı, zaten Avrupa da onun için tercih ediyor bizim ürünlerimizi. Bunların hepsini bir plan program içerisinde yaptık. Önce eski tesislerde bir revizyon yapalım dedik. Bu tesisin sıkıntıları neler oradan başladık. Bir takım makine ekipmanlarında değişiklik yaptık, yatırım kararını gündeme aldık, yatırımla birlikte ilk olarak elyaf tesisini yaptık. Elyaf üreten dünyada tek bir tesiste ve tek bir defada 1.050 ton üreten tek fabrikayız. Polyester tesisimiz günde 1.050 ton civarında üretebilecek kapasitede onu da kurduk. Akabinde iplik tesisini kurduk, günlük 500 ton civarında üretebilecek kapasitesi olan bir iplik tesisimiz var. 900 ton kapasiteli Şişe Cipsi’ni kurduk. Su bardağından tutun da, saklama kaplarına kadar polyesterin girdiği her alanda kullanılan bir madde. Dünyada Polyester tüketimi her yıl artıyor. Dolayısıyla buna ihtiyaç var. Bu koşullarda yani pamuk üretimi ile bu ihtiyaçları karşılayamayacağı için önümüzdeki süreçte polyester üretimi çok ciddi boyutlarda artacak. Türkiye’nin bunun içinde yer alması lazım, bizim planımız ve hedefimiz doğrultusunda biz 2030 yılında, Türkiye’yi Çin’den sonra Hindistan’dan bu tarafa dünyanın en büyük polyester üssü yapacağız. Yeni yatırımlarımızla birlikte dünyanın en büyük polyester üretimi Çin’den sonra bu bölgede olacak. Aromatik kimyasallar yapacağız. Ülkenin ihtiyacı olan birçok kimyasal, yurt dışından geliyor. Bunların hepsini burada üreteceğiz. Türkiye asetik asit üretemiyor. Bunu biz burada üreteceğiz. Yaklaşık 2 buçuk milyon ton yıllık ihtiyacımız var. Bunu burada üreteceğiz. Polyester hayatımızda var olmaya devam edecek, artarak devam edecek. Biz de ülke olarak dünyada söz sahibi olmak istiyorsak, bu üründe stratejik bir ürün, batılı ülkelerin şirketlerini kendimize bağlayacağız.

İhracatınız hangi ülkelere daha fazla? Yurtdışına ne kadar gönderiyorsunuz?

Biz Türkiye’nin ihtiyacı olanı karşılıyoruz çünkü Türkiye’deki sektör bize bağlı, bunu karşılamak zorundayız. Yoksa ithalatın önünü açmış oluruz. Öncelikle Türkiye’deki ihtiyacı karşıladıktan sonra geri kalan kısmı da ihracat yapıyoruz. Yaklaşık şu anda ürettiğimizin üçte birini ihraç ediyoruz, üçte ikisini de yurt içinde satıyoruz ama yurtiçi talep gittikçe artıyor. Polyestere talep artıyor. Bu arttığı oranda öncelikle Türkiye’ye vereceğiz, ihracata vermeyeceğiz ama Türkiye’nin talebini dışında bizim kapasite arttırma ile ilgili yeni çalışmalarımız var. Yeni bir elyaf tesisi, yeni bir cips tesisi ve yeni bir polipropilen tesisi planlarımız dâhilinde 2024 içinde bunu yapacağız. Bunu yaptıktan sonra artık ihracata tamamen yönelebiliriz. 1 buçuk milyar dolara ulaşan bir ihracat kapasitesine sahip olacağız. Bu 2024’ün sonu gibi gerçekleşir. PTA tesisi yaptıktan sonra yurtdışı bağımlılığımız çok azalacak. Yaklaşık şu anda Türkiye’nin 1 milyar dolara yakın bir ithalatı olacak. Çünkü bunu engelleyeceğiz. Buna engel olduktan sonra bunun için gerekli olan PTA’yı yapmak. O para da Türkiye’de kalacak. Batıdaki ülkelerin gelişmişliğinin bir tek sebebi bu. Çin’in dünyaya hükmetmesinin tek sebebi bu. Her şeyi kendi yapıyor, her şeyi kendi üretiyor, dışarıya bağımlılığı sıfıra indiriyor. Türkiye’nin çok önemli bir konumu var. Hem stratejik konumu hem lojistik üssü olarak konumu çok önemli. Biz de bunu başarabiliriz.

Türkiye ihracatına baktığımızda inceleme yaparsanız ne durumda?

Adana ihracatının yüzde 22-23’ünü biz yapıyoruz. Şu anda mevcut ihracatının, umarım ki ileride Adana ihracatı çok yüksek seviyelere gelir. Türkiye genelinde de 225 milyar dolar civarında bir ihracat var. Bizim şu anda 800 milyar dolar gibi bir ihracatımız var. Bunu önümüzdeki yıllarda artırmayı planlıyoruz ve aşağı yukarı 2030 yılı hedefi koymuştuk. 2030 yılı sonunda SASA polyester Türkiye ihracatının yüzde 2 ile yüzde 3’ü yapacak pozisyona gelmesi lazım. Çalışmaların tamamı bunun üzerine kurulu ama Adana’nın da ihracatının artabilmesi için bizim gibi üretim yapan firmaların yatırım yapan yatırımcıya ihtiyacı var. Bunu sağlamak zorundayız.

Adana'nın yumurtalık ilçesine 12 milyar dolarlık bir yatırım Petrokimya yatırımı yapacaksınız. Uygun bir bölge. İstihdama da büyük katkı sağlayacak. Bununla ilgili son durum nedir?

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile buranın hangi koşulda verilecekse arsa tahsisini bekliyoruz. Bu tesisleri yapmak için düğmeye basıp burada ilk önce rafineri ile başlamak istiyoruz. Rafineriden sonra da polipropilen tesisi planlıyoruz. Ondan sonra da diğer polyesterin tesislerini orada yapmayı planlıyoruz. Liman lazım bize çünkü hem çok hammadde gelecek hem de çok ürün sevkiyatı olacak. Bugün bile SASA’dan günde 200 tane tır yükleyip çıkartıyoruz karayoluna, bunu bile azaltmanın planlarını yapıyoruz. Orası daha büyük bir tesisi buranın en az 10 katı olacak, o kadar aracı trafiğe sokamazsınız. Dolayısıyla biz orada liman yapmak zorundayız. Hammaddeyi gemiyle getirip ihraç yapacağımız mallarda oradan yükleyip gemiyle göndermemiz gerekiyor. Bu bölgenin ekonomisi için çok büyük bir avantaj sağlayacak. Biz orada bu tesisleri yaparken yani rafineri ile başladığımızda en az 20-25 tane kimya sektörü, Kocaeli’nden, İstanbul’dan gelip burada tesis kuracaklar. Adana ekonomisi, Türkiye ekonomisi içinde ciddi bir yere gelecek. Ama bugün kimya sektörü büyük bir sektördür. 2030 yılına kadar gerçekleştirebilirsek, Adana’nın ilk 500’de 20-25 tane şirketi olur. Şu anda Adana’nın ilk 500’de 10 tane şirketi var. Bu sayıyı arttırmak bizim elimizde ama bu yatırımla oluyor, konuşmayla olmuyor.

Ne kadar bir büyüme sağlandı arazi bakımından? Adana ekonomisine istihdama koyduğunuz katkıyı da eklersek özellikle burada çalışanların hep Adana’da ikamet ettiğini de belirtirsek neler söylersiniz?

Burada yiyecek için halden temin ettiğimiz gıdalar var. Yardımcı işletmelerimiz için ihtiyacımız olan malzemeler var, teknik eleman da kullandığımız Adana’nın küçük Sanayicileri var. Hammaddemizin ya da yardımcı maddelerin bir kısmını Adana’dan temin ediyoruz. Palet alıyoruz, çuval alıyoruz, kanaviçe dediğimiz malzemeyi alıyoruz, cıvata alıyoruz, rulman alıyoruz. Bunların tamamını da Adana’dan alıyoruz. 990 dönümdü SASA biz satın aldığımızda, şu anda 2.400 dönüme ulaştık. Arazi büyüklüğü olarak PTA tesisini yaptığımız alanda 370 bin metrekarelik bir alan. Yeni bir elyaf tesisi, yeni bir cips tesisi ve yeni bir polyester tesisi yapacağız. Bunun bu tamamını 2024 yılının sonunda bitirmeyi planlıyoruz.

Adana sanayide nerede yanlış yaptı size göre?

Gaziantepli hep birlikte hareket etmeyi öğrendi. Biz marka şehriyiz biz birlikte hareket ederiz, bizde ortak akıl var. Bütün milletvekilleri, belediye başkanları, siyasi yöneticiler, siyasi partilerin il başkanları, kanaat önderleri hep birlikte hareket ederek bir noktaya getirdiler. O dönemden geriye gitmesinin birkaç sebebi var. Bence birisi Sabancı’nın buradan artık çıkmayı düşünmeleri bir de tek kişi ile yürüyen bir sanayi çok büyük başarılı olma şansı yok. Yani SASA tek başına Adana’yı büyütecek ise bu yanlış, başkalarının da devreye girmesi lazım. Başka fabrikalar olması lazım. Bunu da bürokrasinin ve siyasetin kolaylaştırması lazım. Eğer burada yatırım yapılacaksa bu lafta olmamalı. Yatırımcının önüne düşeceksin, önünü açma olmaz, elinden tutacaksın, yardımcı olacaksın, eksiğini tamamlayacaksın. Onun karşısında durmayacaksın, çünkü bu şehir büyüyecekse üniversitesi ile büyür bir de sanayisi ile büyür. Tarımda geri kalmışız, tarımı geliştirmek çok önemli. Bence bu üçünü devreye soktuğunuzda eğitim, sanayi, tarım, Adana’nın ulaşamayacağı hiçbir şey yok.

Avrupa’da yatırımcının önüne nasıl düşüyorlar?

Devlet organize ediyor, size yardım ediyor. Bunu yapmanız gerektiğini biliyor. Bütün bürokratik işleri devletin kendi görevlisi sağlıyor. Oradaki belediyeler öyle bir yetkileri var ki, her şeyi organize edebiliyor. Bizim ülkemizde maalesef eksiklik var. Bu yıllardır da ben milletvekilliği dönemimde de bunu çok gündeme getirdim. Biz her şeyi Ankara’dan yapıyoruz, Adana'daki bir hastanedeki hemşirenin bir başka hastaneye gitmesini Ankara yapıyor. Bunun yerelde yapmak lazım. Her şeyi biz eğer oradan organize etmeye çalışırsak, hem Ankara’nın kafası karışır. Hem buradaki işler durur. Yerelden yönetimin mutlaka gerçekleşmesi lazım. Mutlaka Adana’yı Adanalının yönetmesi lazım. Ondan iyi kimse bilemez, bilmesi mümkün değil, bizde işler böyle yürüyor. Teşvik için Ankara’ya gideceksiniz. Atama için Ankara’ya gideceksiniz, iş takibi için Ankara’ya gideceksiniz. Kredi almaya Ankara’ya gideceksiniz. Böyle olmaması lazım.

Yönetimin ne yapması gerekiyor?

Bizim buradaki yapmamız gereken bence en doğru ve mantıklı olan şey şu; bir kere Adana söz konusu olduğunda siyasi ayrım, ideolojik, dini düşünceler farklılıklar, bunların hepsinin bir kenara bırakılması lazım, ortak aklın hüküm sürmesi lazım. Siyasilerin öncülüğünde olabilir ama herkesin bir araya gelmesi lazım. Dünyanın hiçbir ülkesi tartışarak değil, istişare yaparak başarıya ulaşmıştır. Çin, Vietnam daha dün sıkıntılı olan problemler yaşayan bir ülke Vietnam, Malezya, Endonezya bizle tekstilde rekabet ediyor. Akıl birliği ile bu işi yapmışlar, bizde yola girmemiz lazım. Söyleyerek, konuşarak bir yere varamayız.

Pandemiden ne kadar etkilendiniz? Sıkıntılar yaşadınız mı?

Biz pandemide öncelikle işçimizin sağlığı ile ilgili tedbirleri aldık. Evde çalışabilecekleri, eve gönderdik. 7 yüze yakın insanı evine gönderdik, bu süreci beraber atlattık. Girerken ateşlerini ölçtük. Servisleri dezenfekte ettik, sürekli her yerde hijyeni ön plana çıkardık. Alanlarımızı küçülttük, bulaşmayı önleyecek bütün tedbirleri çok iyi bir şekilde aza indirdik. Bu arada bizim ürettiğimiz ürünler de hijyen sektörüne hitap ettiği için üretimi durduramayız. Yani işçi gelmesin, üretmeyelim, kapatalım diyebileceğimiz bir tesis değil. Bizimkiler buradan hammaddeden alıp üretiyorlar. Türkiye’nin her yerinden çocuk bezi, maskelerin bazı malzemeleri, ilaç sanayinde kullanılan malzememiz var. Bizim kutulama da bu şişe cipsi dediğimiz su, kola gibi içeceklerin kullanıldığı malzemeler var. Yani sonuç itibariyle biz çalışmak zorundayız. Ayakta durmalıydık ve bunu sağladık. Hatta Adana’daki hasta sayılarında ve Türkiye sayılarının da hep altında olduk.

Türkiye bir döviz krizi yaşadı, dalgalanmalar oldu. SASA bundan etkilendi mi?

Üretirseniz dolarınız olur, üretmezseniz olmaz, üreteceksiniz, ihracat yapacaksınız. Bunu bir tek yolu bu, başka yolu yok. SASA da bunu gerçekleştiriyor, yani biz işte biraz ihracata ağırlık verelim derken ülkenin dolar girişini arttıralım hem de dolarımızın dışarıya gitmesine engel olalım dedik. Türkiye’de, hemen hemen iplik üretimi yok. Tamamı yurtdışından geliyor. Biz bunu şuanda kendimiz burada üreterek ipliği yurt dışına vermiyoruz. Çünkü zaten yurt dışından alınıyordu bunlar. Biz ülkenin bu ihtiyacını karşılayalım dedik. Dışa bağımlılığı önlemiş oluyorsunuz. Yaklaşık 455 milyon dolar gibi bir para Türkiye’de kalıyor. Mesela iplik ihracatımız yok. Diğer ürünlerin ihracatını yapıyoruz. Bunu satarsak bizim Adana’daki Antep’teki Bursa’daki İstanbul’daki arkadaşlarımız yurt dışından almak zorunda kalacak. O zaman bir anlamı yok, paramız gereksiz yurt dışına çıkacak. Yani bizim bu planlamayı çok iyi yapmamız lazım.

SASA’da 2021 yılındaki ihracat rakamları ne oldu? 2022 hedefiniz ne olacak?

2021 yılında ihracatımız 428 bin dolar oldu. Ciromuz 1.7 milyar dolar gerçekleşti. 2022 yılında da ihracatımız 55 milyar dolar seviyesinde gerçekleşir. Planımız programımız öyle ciromuz da 2.3 milyar dolar gibi bir planımız programımız var. Tabi hedefimiz 2024’te yapacağımız 3 yeni tesis ve şu anda yapmakta olduğumuz PTA devreye girdiğinde, SASA'nın 8 milyar dolarlık bir cirosu olacak, o tesislerle birlikte. Yani şu anda satın almalarını dahi yaptık o tesislerin cips tesisinin, elyaf tesisinin satın alma işinde sona yaklaştık. Bunları hızlı bir şekilde hayata geçirirsek hem çalışan sayımız artacak. Hem ihracatımız artacak. Hem ciromuz artacak, hem karlılığımız artacak. Hem Adana’ya dönen para miktarı artacak. Düşünün şu anda Gaziantep’in sadece ihracatı 10 milyar dolar. Eğer biz bu tesisleri yapar, 2024 ün sonunda bitirirsek 2025 yılında Adanalı ihracatı 5 milyar dolarlara gelir.

Küçük ve orta ölçekli sanayinin şehirlerde bu anlamda önemli olması gerekiyor değil mi?

Gaziantep küçük bir sanayi idi. Onlar organizeye atladılar, oradan büyüdüler. Şimdi Gaziantep’te yapılmayacak hiçbir şey yoktur. Adana’nın bu konuda kendini geliştirmesi, küçük sanayide, orta ölçekli sanayide de geliştirmesi lazım. Onlar büyük sanayiyi tetikler. Büyük sanayide onları geliştirir. Biz palet kullanıyoruz, palet alıyoruz. Gaziantep’ten getiremem. Burada yapan arkadaşlarımız var, onlara da öğrettik. Şu anda tamamen bize çalışan 3 tane firma var. Büyüme böyle oluyor, yani top yekûn büyüme diyoruz buna, bütün şehrin bütün dinamikleri bu işin içine katılıyor. Burada ne olacak kentin sanayisi geliştiğinde basını da gelişecek. Sanayisi geliştiğinde restoranı da gelişecek. Kültür ortamı da gelişecek. Üniversitesi de büyüyecek üniversite sanayi işbirliği belirli bir seviyeye gelecek. Bütün bunları yaparsanız gerçekten büyürsünüz. Yoksa rakam üzerinde 10 büyüdüm, 11 büyüdüm. Bunun kimseye bir faydası olmaz. Kendi kendimize konuşuruz, kendi kendimizi kandırırız. Cumhuriyet tarihinden bugüne kadar Türkiye ortalama yüzde 4 buçuk büyümüş. Bizim bunu aşmamız lazım.

Erdemoğlu Holding konut yapıyor çalışanlarına. Adana'da konut yapmayı düşünüyor musunuz?

Gaziantep’te yaptık. Biz işçilerimize konut yaptık, burada da planlıyoruz. Onun dışında da, şu anda Üniversitede okuyan 1.300 öğrenciye burs veriyoruz. Türkiye'deki 2.000 öğrenciden birisi bizim yaptırdığımız okullarda okuyor. Van depreminden sonra Van’ın en büyük sanat okulunu endüstri meslek lisesini yaptık. Gaziantep’te okullarımız var, yapıp devlete teslim ediyoruz. Sağlık ocağımız var, yurt yaptık öğrenciler için, cami yaptık. Gaziantep'in en güzel Cemevini de biz yaptık. Türkiye'de ilk Cemevini de biz yaptık. Bizim her inanca, her düşünceye saygımız var. Kazandığımız parayı paylaşırsak daha da çoğalacağına inanan bir zihniyetimiz var. Her sene belli bütçemiz var, bu bütçeden harcıyoruz. Bütün şirketlerimiz bir rakam belirliyor onu biz bu işlere harcıyoruz. Hasta bakım olabilir, ihtiyacı olan birinin, evlenecek birinin ihtiyacı olabilir. Yurt, okuldur, hastanenin ihtiyacıdır. Bunların tamamını karşılıyoruz, yapıyoruz. Eğer kazanıyorsak paylaşmayı da bileceğiz. Paylaşırsanız da inanın çoğalıyor, azalmıyor. Seyhan Belediyesi ile çalışıp Yeşilova Mahallesinde bir kreş bitirdik, teslim ettik. Gaziantep’te taziye evlerimiz var, talep olursa burada da yapacağız. Kreş te yapacağız, okul da yapacağız, spor salonu da yapacağız. Şu anda Trabzon’da bir spor salonu yaptırıyoruz. Bu şehirde yaşıyorsak bu şehrin ihtiyaçlarını karşılama yönünde adım atmamız lazım.

Türkiye’nin ilk 10 şirketinden biri olmayı hedefliyorsunuz. Bu hedefinize şu anda ne kadar?

SASA polyester şu anda 20’nci ilk 500 firmanın içinde ama bizim PTA ile beraber SASA Türkiye'nin 500 şirketi içerisinde ilk 10’da olan bir şirket olacak. Yumurtalık projemiz hayata geçtiğinde 2030 yılında Türkiye’nin bir numarası olacağız.

AR-GE çalışmalarıyla ilgili bilgi verir misiniz?

Yaklaşık 10 milyon dolara kadar bir AR-GE yatırımımız var bizim, yani AR-GE’yi de sırf AR-GE yapalım da bundan teşvik alalım, devlet bunu yapsın diye kurmadık. Daha çok kazancı nasıl elde ederiz diye AR-GE merkezinde akıllı, zeki, Türkiye’nin iyi üniversitelerinde yetişmiş başarılı çocukları topladık. Onların katkılarıyla yeni ürünler üretiyoruz. Yeni patentler alıyoruz ve sahada daha etkili olmak için bunları yapıyoruz. AR-GE merkezini sadece ve sadece ürün geliştirmek için değil, işçilerimizin sağlığını, iş güvenliğini, fabrika ortamındaki yaşanacak olumsuzlukları yenebilmek amacıyla da kullanıyoruz. Çok deneyimli, çok tecrübeli arkadaşlar var. Şu anda doğada kendi kendini yok eden bir ürün geliştiriyorlar desem inanır mısınız, hiçbir şeye zarar vermeyecek doğada kendi kendini yok edebilen bir ürün üzerinde çalışıyorlar. Bizim ülke olarak artık bunları yapmamız lazım. Yani herkesin bildiği bir şeyi değil de, biz başka bir şey yapmalıyız. Biz AR-GE merkezimiz öyle kullanıyoruz.

Kaynak: 5 Ocak Gazetesi

Haberin Bağlantısı: https://www.5ocakgazetesi.com/haber/15470307/erdemoglu-holding-basari-zincirinin-son-halkasi-sasa